30 Aralık 2013 Pazartesi

Artam Antik Müzayede

"Satıyorum, satıyorum, saat-tım"

Klasik Türk resminin en değerli sanatçılarına ait tabloların ve değerli Osmanlı eserlerinin yer aldığı Artam Antik A.Ş.'nin Shangri-La Bosphorus otelde düzenlenen 280. müzayedesine ben de katıldım.


Nazmi Ziya'nın en önemli ikon çalışmalarından biri olarak gösterilen ve ilk kez satışa sunulan "kendi evi" konulu eseri müzayedede 825.000TL ile en yüksek fiyata alıcı bulurken, Osmanlı dönemine ait bazı antika objeler de uygun fiyatlara satıldı.

Müzayedede ayrıca İbrahim Çallı, Halil Paşa, Sami Yetik, Şevket Dağ, Hikmet Onat, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Fikret Mualla'ya ait tablolar ile hat sanatı eserleri de yeni sahiplerini buldu. 

Turgay Artam gibi bir duayen tarafından yönetilen müzayede oldukça renkli ve heyecanlıydı.

Erdoğan Demirören, Can Has gibi önemli koleksiyonerlerin yanı sıra, Reza Zarrab (Rıza Sarraf) da müzayededeki katılımcılar arasındaydı; müzayededen bir gün sonra, ülkeyi sarsan operasyon sırasında kendisi gözaltına alındı ve müzayedede satın almış olduğu değerli parçalara da devlet tarafından el konuldu.

Müzayededeki katılımcılar arasındaki sohbet sırasında konuşulan önemli bir konu da, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nden çalındığı iddiasıyla çok yakın bir zaman önce devlet tarafından el konulan koleksiyonerlerdeki 30 sayıdaki eserle ilgiliydi. Bu kişiler, söz konusu eserlerin çoğunu devletin bilgisi ve denetimi ile yapılan resmi müzayedelerden almış oldukları için mağdur olduklarını dile getiriyorlardı.

13 Aralık 2013 Cuma

Brüksel


Yaklaşık 1milyon nüfuslu Belçika için Avrupa'nın ya da Avrupa Birliği'nin başkenti denilmekte, çünkü AB organlarının bir çoğu ve Nato Merkez Karargahı bu şehirde bulunmaktadır.


1600'lerin başında yapılan Manneken Pis, 'İşeyen Küçük Çocuk' heykelinin şehrin önemli bir simgesi olduğunu görmek şaşırtıcıdır, çünkü bu bronz heykel 60cm kadardır ve çok da gösterişli değildir. 


Çikolata sevenler için bir cennet olan bu şehirde çikolata kokusu, dükkanlardan burnunuza kadar gelir. 'Brüksel usulü' olarak adlandırılan kare wafflelarına da, muhteşem çikolataları ayrı bir lezzet katar. 


Bira dünyasının en itibar gören yeri olan bu şehirde, bin çeşitten fazla bira olduğunu ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Duvel biraları, biralarının en meşhur olanlarıdır. Kwak bardaklarıyla bira içmek de oldukça keyiflidir.


Bir Avrupa şehrinde neredeyse adım başı dantelci dükkanı görmek size ilginç gelebilir; hatta şehirde bir dantel müzesi bile vardır.


St. Michael and St. Gudula Katedrali, şehrin köklü bir Katolik katedralidir. 12.yy'dan kalma olan kilise ancak 20yy'da katedral statüsüne sahip olabilmiştir. Kraliyet ailesinin düğün ve cenaze merasimleri burada düzenlenmektedir. Bu merasimlerden bazılarına ait fotoğraflar da katedralde bulunmaktadır.


Demirin kristal yapısının 156milyon kez büyütülmüş haline benzeyen, Atomium isimli anıt bina, bir fuar için 1958 yılında yapılmış ve 6 ay sonra kaldırılması planlanmışken, bugün halen Brüksel mimarisinin sembolü durumundadır ve 102 metre yükseklikten size tüm şehri ayaklarınızın altında görme fırsatı verir. 







12 Aralık 2013 Perşembe

Yıldırım Mayruk Defilesi

Yıldırım Mayruk'un asil ve elegan tarzını her zaman sevmişimdir; tüm geliri Alzheimer Derneği'ne bağışlanan, '2023'e Hikayeler' adlı son defilesini de keyifle izledim. Mankenler kıyafetleri sunarken, Barbaros Şansal'ın müzik eşliğinde aşağıdaki metni seslendirmesi de oldukça çarpıcıydı:

Stil modanın devriminden güç alan gözükara makas darbeleri, bu kez tamamen doğal dokularla yaratıcılığın özgürlük tutkusunun işgalini uyguluyordu.
Pantolonların tutsaklığa başkaldırışına ise, özgür disiplinin, bazen dar bazen de evaze etekleri uyum içinde eşilik ediyordu.
Kimi zaman sokakta kimi zaman sarayda yeşeren hükümran duygular bu kez Atatürk'ün kadınını geleceğin ışıltısıyla taçlandırıp bir kez daha dengenin çağdaşlık iktidarına taşıyordu.
Belirgin ve atılgan omuzlar, ince beller üzerine sıkıca yerleşip uygun adımlara olanak tanıyan kesimler ile engel barikatlarını aşıp güven dolu geleceğe koşuyordu.
Tutsak düşürülmeye çalışılan Merinosun yünlü dokumaları, dutlardan gelen en nadide ipek ile astarlanmış Pera'nın, kemik düğmelerini anahtar yaparak doğanın sunduğu tüm ihtişamı harmanlayıp sessiz çığlığı ile aniden karanlığın zalim kapısını sonsuza dek aralıyordu...
Renk, doğanın asırlık çınarlarında gövdeleşen kahveler ve bejler, Anadolu'nun tütün yapraklarını pastırma yazına asmış kül grilerinin içinden fışkıran alev kırmızısı aşkın isyanının ateşini bir kez daha körüklüyordu.
Kömür karasının beyaza hasreti sona eriyor, ekrunun dinginliği, tuzkayası tonlarından sis perdelerini dağıtarak gerçekleri çırılçıplak sorguluyordu.
Ata'nın altın sarısı saçlarına hemen bayrak kırmızısı el vermiş, zerdali pembesinden sümbül fuşyalarına en güzel çiçeklerin rengini gamın kıvrımlarına sererek bedendeki ikinci cildi yeniden adlandırıyordu.
Morların, mavilerin ve lacivertlerin gün batımındaki düşünsel resmi ise gelecek baharın ve yazın, yeniden filizlenecek dallarındaki tüm yeşillerine eşi görülmemiş bir bereket ile başlangıcın zamansızlığını seslendirtmekteydi.
İşte bu yüzden Atatürk'e yücelen merdivenlerde Türk kadınları dünyayı aydınlatmaya devam ederek "her yer aşk, her yer moda" ekseninde hicvin zirvesinde gülümseyerek dans etmekteydi.


11 Aralık 2013 Çarşamba

Contemporary İstanbul

Contemporary İstanbul,  benim gibi çağdaş sanata ilgisi olanlar için adeta bir cennettir. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda bu  yıl  8. düzenlenen fuarda 3 bin eser sergilenmiş. Fuarı 67 bin kişinin gezmiş olması da, ülkemizde çağdaş sanata duyulan ilginin sevindirici bir göstergesidir.  Dünyaca ünlü bazı galeriler de fuarda yer almıştır, bunlardan biri olan Marlborough Gallery, New York'da Botero ve Picasso'nun eserleri sergilenmekteydi. Bir Botero sever olarak, onun eserlerini yakından görmek benim için çok keyifliydi.
Yine aynı galeride Picasso'nun da eserleri yer almaktaydı. Picasso'nun bir eseri, 1milyon 900bin Avro ile fuarın en pahalı eseriydi.
Fuarda sergilenen işlerin %67'sinin satılmış olması fuarının verimliliğinin de bir göstergesidir. Fuara ister alıcı, ister ziyaretçi olarak katılmış olun,  bu kadar çok eser arasında sizi kendine çekecek bir çalışma mutlaka vardır diye düşünüyorum. Aşağıda yer alanlar da, fuardan benim kadrajıma takılanlardan birkaçı: